Şımarıklık da aslında ebeveynlerin yaklaşımıyla gelişen bir şey. Bir çocuk şımarık doğmaz ama şımartılır. Dediniz ya her dediğini yapıyoruz diye, şımarıklığın temel sebebi bu mesela.
Ben de dört dörtlük bir anne değilim ama bir gün boyunca oğlumun duygularını doyuracak şekilde ilgilenmeye çalışıyorum. Güreş yapıyorum mesela bol bol, negatifini huysuzluğunu atsın diye. Temasa çok önem veriyorum. Elini bile tutsam temastır. Saçlarını severim, o istediği sürece sımsıkı sarılırım. Sabah uyanır uyanmaz 10-15 dakika bebek gibi kucağımda sarılırım. Uykusu açılınca pıtı pıtı iner o ayrı :) Sorularını asla atlamam. Ne sorarsa mutlaka cevap veririm. Dur oğlum işim var demem. Anlattığı her şeyi dinlerim. Bence bu çok kıymetli. Bazen sitem eder anne yine mi mutfaktasın hani oyun oynayacaktık der. Yanacak taşacak bir şey yoksa bırakır 10-15 dakika oyununa dahil olurum. İşten gelirim 1 saat ayırırım. Önce güreş yaparım ki tüm gün biriken duygularını bir atsın.
Bunları ben çalışan anne olarak yapıyorum ama sürekli evde olan ve bir bebeği daha olan anne için kolay değildir. Dediğim gibi dört dörtlük anne değilim ama çocuğun duygularına seslenmeye çalışıyorum. O da bana güveniyor. Eşim benden de sabırlı ve ilgilidir. Akşam 7'de gelir ama gelir gelmez oğlumuzla oynar, konuşur, tepişir. Günün sonunda oğlumuzun duygusal ihtiyaçları karşılanmış oluyor. Elbette her günümüz böyle değil krizli günlerimiz de bol. Ama ne eşim ne ben, bir kere bile yeter oğlum bıktık oğlum sus oğlum demedik. Evet çok yorucu, zor ama bu evladı dünyaya biz istedik de getirdik. Ondan gelen her şeye razı olmamız gerek... Bir gün oğlum büyüdüğü zaman annen nasıldı derlerse hiçbir şey hatırlamasa bile "Beni çok severdi, çok" diyebilsin.
Annesine babasına güvenen, güvenle bağlanan çocuk sakin olur. Uyumlu olur. Anne baba da bunu uyumla sağlarsa çocuk ilgi çekme ihtiyacı duymaz.