Senin sorularına senin üslubunla cevap verelim.
Tesettürün Açık Emri
Nur Suresi 31’de “Mümin kadınlara söyle: Gözlerini haramdan sakınsınlar, iffetlerini korusunlar, ziynetlerini (süslerini, cazibelerini) açmasınlar. Başörtülerini yakalarının üzerinden salsınlar…”
Ahzab Suresi 59’da “Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle: Dışarı çıktıklarında cilbablarını (dış örtülerini, çarşaflarını zira en basit Arapça hocası bile milhafenin çarşaf olduğunu bilir. Yani burada örtü yalnızca başörtü değildir, komple çarşaftır) üzerlerinden sarkıtsınlar. Bu, onların tanınıp incitilmemeleri için daha uygundur…”
Burada emrin “saç örtmek” olduğu çok açıktır. Çünkü “humur = başörtüsü” kelimesi Arapçada başı örten bez demektir.
Hadislerden Açık Delil
Hz. Âişe (r.a) şöyle rivayet eder:
“Nur Suresi’nde örtü emri inince, Ensar kadınları hemen eteklerinden parçalar kesip başlarını örttüler.” (Buhârî, Tefsîr, 24/12)
Peygamberimiz (sav) Esma bint Ebu Bekir’i ince elbiselerle görünce, yüzünü çevirdi ve “Ey Esma! Bir kız buluğa erdi mi, şu ve şu dışında (el ve yüzünü göstererek) vücudunun görünmesi helâl değildir.” buyurdu. (Ebû Dâvud, Libâs 31; Beyhakî, Sünen 2/227)
Hadislere güvenmeyenlere de Kur’an açık söylüyor.
Necm Suresi 3-4’te “(Peygamber) hevâdan (kendi arzusundan) konuşmaz. Onun söyledikleri ancak kendisine vahyedilen bir vahiydir.”
Yani Resulullah’ın (sav) dini hükümlerle ilgili söyledikleri kendi sözü değil, vahyin bir açıklamasıdır. Ve Ehl-i sünnet itikatınd vahiy inkar edilirse eğer, kişi kafir olur.
Peygamber’in hükmü, Allah’ın hükmüdür.
Haşr Suresi 7’de “Resûl size ne verdiyse onu alın, size neyi yasakladıysa ondan sakının. Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah’ın azabı çetindir.”
Bu ayet, Peygamberimizin (sav) emirlerinin ve yasaklarının da bağlayıcı olduğunu net bir şekilde ortaya koyar.
Bu hadis, tesettürün sınırını net biçimde koyar: Yüz ve eller dışında her yer örtülür.
Mantık
Kadının fıtratı:
Kadında Allah’ın koyduğu cazibe çok güçlüdür. Bu cazibe iki şekilde kullanılabilir:
Hayır yolunda: nikâh, aile, nesil, muhabbet.
Şer yolunda: gayrimeşru ilişkiler, fitne, bozulma.
Tesettür bu cazibeyi koruyucu kalkan yapar. Çünkü güzellik, şehvetle karışınca toplumu sarsar. Ama güzellik tesettürle vakar kazanır.
Erkeğin fıtratı:
Erkeğin gözü şehvete çabuk kayar. Kur’an bu yüzden önce erkeklere hitap eder:
“Mümin erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar.” (Nur 30)
Sonra kadınlara: “Başörtülerini örtsünler.” (Nur 31)
Yani tesettür tek taraflı değil: erkeğe “bakma”, kadına “gösterme” denmiş.
Kadın, erkek bakmasın ben niye kapatıyorum derse o zaman doğal olarak erkek de kadın kapatsın ben niye bakmıyorum der. Bu çift kişilik bir yasaktır ve herkes kendi yasağından sorumludur.
Saçın önemi:
Bazıları “Saç nedir ki?” der. Oysa kadın saçında büyük bir cazibe taşır. İnkara mahal yok ki, biri bile çıkıp saçsız kadınlar daha güzel demez. (Saçı olmayanları tenzih ederim ancak saç kadında güzellik unsurudur, bu sebeple kuaför camiası fazla popülerdir)
Hadislerde “Kadın avrettir, dışarı çıktığında şeytan ona bakar” (Tirmizî, Radâ, 18) buyurulmuştur. Yani şeytan açığı kullanır.
Tesettür sadece yasak değil, şeref:
Ahzab 59’da “Bu, onların tanınıp incitilmemeleri için daha uygundur” denir. Yani tesettür, kadını sokakta ezilmekten, ucuz bakışlardan, cinsel nesne olmaktan kurtarır.
“Tesettür, kadın için fıtrîdir, yaratılışına uygundur. Çünkü şefkatli ve iffetli yapısı onu ister. Açıklık ise onu şefkatten çıkarır, cazibeyi fitneye alet eder.”
“Allah sadece saç için mi seviyor?” itirazına cevap
Allah’ın sevgisi emrine itaatle ilgilidir.
Namazda rükû yapmak, sadece eğilmek değil; Allah için eğilmektir.
Oruç, sadece aç kalmak değil; Allah için aç kalmaktır. Sorsana mesela Allah neden kulunu aç bırakıyor? Bu merhametsizlik değil mi? Yemek içmek temel ihtiyaç değil miydi hani? Allah çok mu zalim de bizi ancak aç kalınca sevecek? İbret nazarıyla bak güzelim, fazla sığ bakıyorsun.
Tesettür de sadece saç örtmek değil; kendini Allah için örtmektir. Seven sevdiğini memnun etmek için hevasından geçer.
Yani mesele “saçın kıymeti” değil, itaatin kıymetidir. İtaat ettiğin kadar değerlisin.
Allah’ın sevdiğini yapmakla ilgisini celbedersin. Veya zaten insan sevdiğine değer verdiği için itaat eder.
Annen kepek ekmeği seviyorsa sofraya onu getirirsin ya da baban salatayı çoban seviyordur, onun için salatayı hep çoban yaparsın. Bu tür ince davranışlarda kendi hevamız değil, sevdiklerimizi memnun etme duygusu daha ön plandadır.
Allah’ı seven de onu memnun eder.
“Ben zaten kötü işlere girmiyorum” sözünün cevabı
Evet, bu güzel bir seciye. Ama Allah’ın hükümleri sadece “koruma” amaçlı değil, imtihan amaçlıdır.
“Hanginizin daha güzel amel edeceğini sınamak için ölümü ve hayatı yaratan O’dur.” (Mülk 2)
Yani sen zaten içki içmiyor olabilirsin, zina etmiyor olabilirsin. Ama başörtüsü imtihanı başka bir sahada gelir.
Çünkü Allah’a kulluk, sadece içimizden gelenlerle değil, zaten hali hazırda nefsimize ağır gelenleri yapabilmekle ölçülür.
“Kademe kademe kapanmak” meselesi:
Ehl-i Sünnet alimleri der ki; Bir emir inkâr edilirse kişi dinden çıkar.
Bir emir kabul edilir ama yerine getirilemezse, günah olur ama kişi imanı içinde kalır.
Yani “Ben bu emri biliyorum, ama şu an yapamıyorum, Rabbim yardım etsin” demek imanı muhafaza eder.
“Bir günahı işleyen, Allah’ın emrine hürmetsizlik için değil, nefsine mağlup olduğu için işlerse; o zaman ümit kapısı açıktır.”
Ayet açık: Tesettür Allah’ın kesin emri.
Hadis açık: Yüz ve eller dışında örtülmesi farz.
Mantık açık: Kadının şerefini, vakarını, iffetini korur.
İmtihan yönü açık: Allah’a teslimiyet göstergesidir.
Tesettür, kadın için bir esaret değil; izzet, vakar ve hürriyet libasıdır. Onu çıkaran kadın, nefsin ve gözlerin esiri olur.
Burada hepimiz kadınız, birimizden biri çıkıp da kadının cazibesini inkar edemez.
Tesettürü takınan kadın ise Allah’ın emaneti olarak şerefini muhafaza eder.
Hayat senin hayatın, kimse karışmayacak. Ancak sözlerinin başkalarını küfre düşürme tehlikesi var. İnsanların hakkına girme, yarın ahirette sorarlar.