Babamla annem tam olarak bizi böyle büyüttü.
Çok zorbalandım, canımı çok yaktılar, defalarca öfkeden ağladığımı bilirim.
Böyle söylediğime de bakma sonu güzel oldu bence, ben hala nazik biriyim ama akranlardan gördüğüm HER TÜRLÜ şiddet ve zorbalık sayesinde artık zorba benim.
Zorbayım diyorum çünkü zorbalığı onlara bırakırsam düşünmeden kullanabilirler ama ben zorba olursam yani güç bende olursa kullanmam. Haklarına girmem, kalplerini kırmam.
Yani sokak bana güçlü olmak zorunda olduğumu öğretti.
Büyüyünceyse esas gücün nezaket olduğunu anladım. İkisini birleştirince de ideallerim şekillendi.
Korkma yani, sonsuza dek evlatlarımızı koruyamayız. Bir yerde illa ki canları acıyacak.
Zulme uğrayınca sabretmek, zulmedince pişman olmaktan yeğdir. Çünkü haksızlığa uğrayan olmayı göze alabilmek, zalim olmaktan çok daha şereflidir.
Habil kabil kıssasında da Allah ve Rasulü (sav) zulmeden kardeşi yererken, mazlum olan kardeşin sabrını över.
Hadisi şerif var ya zaten, “Sen fitne zamanında ne yapayım diye sorarsan, ‘Âdem’in iki oğlundan öldürülen gibi ol’ derim.” (Ebû Dâvûd, Melâhim 17; Ahmed b. Hanbel, Müsned 3/446)