Sebepler alemindeyiz. Bu hayatta alma verme dengesi diye bir şey var, birisi 30 alırsa mutlaka 70 vermesi lazım ki denge sağlansın.
Almak dişil, vermek erildir.
Bir kere zaten erkek ve kadın tabiatının farklılığı yadsınamaz.
Erkek, vermeye odaklanmış bir yapıya sahip. Yeter ki doğru istenilsin.
Kadın da almaya mensup bir tabiatta.
Bu denkleme göre ziyadesiyle “alıcı” kimsenin erkek olsun kadın olsun dişil enerjisi daha yüksek olur.
Aynı şekilde ziyadesiyle “verici” kimsenin de erkek kadın farketmeksizin eril enerjisi yoğun olur.
Biz kadınlar kendimizi paralayıp herkese karşı fedakarlık yaptıkça dişil enerjimiz düşer, eril enerjimiz artar. Tamamen alıcı da olmamak lazım tabi, denge şart.
Almak ve vermek maddi olmaz bu arada, aslında çok yönlüdür. Bilirkişisi değilim asla, hatta tavsiye veya fikir verecek belki de son kişiyim. Ama sanırım hayır diyebilmek dişil enerjinin en püf noktası.
Tam doğru yerde kullanılmayı engellemek için hayır deyince aslında dişil enerji artıyor çünkü her şey kökünde kendi değerini korumakla ilgili.
Bilmiyorum anlatabildim mi ancak birisi için kendini feda etmek, varını yoğunu vermek, kendini paralamak ya da saçını süpürge etmek, bizim düşündüğümüzün aksine bize olumlu yönde geri dönüş sağlamıyor.
Hatta aksine insanların gözünde ezik duruma düşüp sanki daha çok itiyor.
Alıcı olun. Hak ettiğinizi alacaksınız. Başka türlü isterseniz cilvenin kazanına düşün, o “dişil enerjisi yüksek kadın” olmanız imkansız.