Benim kaynanamgil hayvancılık yapıyor.. Kaynanam ben hamileyken bana hiç acımadı.. Bana şu koyunu yakala da sağayım diyordu, kadın koşarken ayağı kayar düşerse ya da koyun hızla karnına falan çarparsa çocuğa bişey olur demiyordu
Ben hamile değilken bile küreğimde bi ağrı vardı, bunu kendisi de biliyordu.. Ama o, kadının normalde de küreği ağrıyordu, şimdi bi de hamile, yazık demedi koca bi leğen ekmeklik hamur yunurtturup akşama kadar hiç dinlendirmeden bazlama yazdırdı bana..
Yine koca bi leğen etin ucundan tutturup kaldırtmaya kalktı, ben ağır kaldırmak istemediğim için tutmayınca da tafralı tafralı yerde sürüdü leğeni
Kurbanda hizmetlerine gitmedim diye laf etti
Kendi yardım etmeyi geç, eşimin bana hamileyken ettiği yardımlara laf etti, onu fazla şımartma temizliğin gerisini de o yapsın dedi
Doğum yapınca bile gelmedi, hayvanları bahane etti.. Torununu iki aylıkken, yayladan geldikleri gün akşam gördü ilk defa.. Eşim her pazar yardıma gider, o da her pazar torununu da istiyor.. Önceden çocuk düşsün diye uğraşır gibi bana eziyet ederken şimdi torunu kıymete bindi.. Ne var kadın torununu görsün diyecek olanlar çıkacak şimdi.. Ama çadırda oturuyorlar, oduna kıyamadıkları için sobayı yakmıyorlar.. Sobayı yaksalar bile kapıyı kapatınca içeri karanlık oluyor deyip kapatmıyorlar.. Bi de çocuğun kabız olduğunu duymuş, iki ay dört günlük çocuğa ballı ılık su içirecerek oluyor.. Hiç gitmek de götürmek de istemiyorum.. Ama böyle olunca da eşim benimle ailesinin arasında kalıyor ne yapacağımı şaşırdım.. Eşimin götüreceğini de biliyor, sen gidelim dersen o getirir, çocuğu getir diyor.. Çünkü biliyor oğlu yumuşak yüzlü, anası ne derse kıramaz yapar
Sizce napim şimdi ben