Senin istisnasız her postunu okuduğumu sanıyorum, arada kaçan varsa bilemem.
Sen takıntılısın. Eltin olmasa başkası olacaktı. Burada sıkıntının kökü etrafındaki herhangi biti değil, sensin.
Ben psikolog değilim, iddia edecek kadar hadsiz de değilim. Görüneni söylemezsem olmaz, sen böyle yaptıkça yalnızca kendine zarar veriyorsun.
Değer görme isteği çok insani bir mesele. Herkes ne verdiyse onu hatta daha fazlasını görmek ister, aşırı normal bir durum.
Ancak bunu belli bir hedef seçip ondan beklemek senin kalbini, ruhunu, zihnini hatta stres yüzünden bedenini bile harap eder. Ki bence ediyor da.
Örneğin eşinden görmek isteyip göremediğin ilgi olabilir, anne-babandan görmen gereken sevgi olabilir, var olduğun ailede, iş yerinde, okul veya sosyal hayatında görülme arzun olabilir, bu tür isteklerin “senin istediğin biçimde karşılık görmediğinde” suçu başkasında bulma eğilimindesin. Sana zarar.
Bak bakalım, acaba eltinin umurunda mısın?
Senin çocuğunu ben de paylaşmam, bela gibi bir şeysin sen şu an. Şu yazdıklarını bir başkasının yazdığını düşünerek oku lütfen, ne görüyorsun?
Burada bir arkadaş daha vardı adı ecmel bir şeydi sanırım, o da görümcesine takılı kalmıştı. Şu an hakkında konuşuyorum ama örnek vermek için, görürse hakkını helal etsin.
O da aynı senin gibi bir insana takılı kalmıştı, halbuki o insan eğer söylediği kadar kötüyse hayatında zerre kadar değer sahibi olmamalı. Aynı şekilde eltin de öyle. Eğer söylediğin gibi şeytansa secde et, şükret Rabbine.
Lütfen sözlerime de alınma, birinin sana bunları söylemesi gerekiyordu…