Ben dehb tanısı konmuş, hiperaktif, kekeme ve asosyal bir çocuktum.
5 yaşında başladım okula, hiç kreşe veya anasınıfına gitmedim.
Okulda hiç arkadaş edinemedim, dersleri dinler dinlemez anlıyordum ve daima derslerim mükemmeldi.
İlkokul terkim ben, 9 yaşımda medreseye başladım. Medrese eğitimi okul eğitiminden biraz farklıdır, 1 hocaya maks 8 talebe düşer. Okulda bir öğretmene 25-30 öğrenci düşüyor.
Medrese eğitimi bireyseldir, kaabiliyetine göre ilerler. Yanındaki arkadaşınla aynı ilerleme mecburiyeti yoktur. Kapasitene kadar ders verirler.
Dikkat eksikliğim yüzünden çok zorlanacağımı düşünüyordum ama aksi oldu. Okuldaki gibi herkesle aynı gitme zorunluluğum olmadığı için millet ilk dersleri yeni bitirirken ben 2.sınıf dersi yapıyordum. Herkesten evvel ezberledim, herkesten evvel Arapça öğrendim, fıkıh kitaplarını herkesten evvel bitirdim.
12 yaşına geldiğimde tüm dersler bitmişti ama ben yaş itibariyle ve henüz büluğa etmemiş olduğum için devam etmek istedim.
Keşke zorlasaydılar da hafızlığı bitirseydim ama tamamen bana bıraktıkları için ben tefsir yani kuranı anlamayı seçtim.
17 yaşımda gurbete okumaya gittik ablamla birlikte, bir senede 5 senelik medrese dersi yapıp 18’imde icazetimi aldım. 19 yaşım dolana kadar tekrar ettim, toplam 10 sene okumuş oldum.
Evlendiğim 25 yaşına kadar çocuk, genç, yaşlı demeden yüzlerce insana ders verdim, binlerce sohbet yaptım.
Babam, enderun medresesinin kapısında yazan “Biz kuşa yüz, balığa uç demeyiz” sözünü çok sever, devamlı söylerdi. Kendisi gazetecidir. Annem güzellik uzmanıdır.
Benim ablam pilates hocasıdır. Erkek kardeşim tercüman. Kabiliyetimize göre eğitildik ve tamamı doğru ebeveynin doğru yönlendirmesiyle oldu.
Ebe, terzi, ressam, yazar, editör, yönetici ve vaiz. Bunlar şimdiye kadar tecrübe ettiğim ve kabiliyetimin bulunduğu meslekler. Hepsi de doğru yönlendirmeyle oldu.
Şimdi bunları anlatmamın sebebine gelecek olursak; otizm veya asperger sendromunu bir eksiklik değil de aslında bir avantaj olarak görmek lazım.
İster kreş, ister sıbyan veya cami. Gittiği yerin değil de aldığı verimin bir önemi var bence. Nerede nasıl etkili bunu anlamak lazım. Hangi mecrada daha mutlu, daha iyi veya daha eğitime açık. Onunla kurulan iletişime verdiği yanıt, rahatsız olduğu şeyler ve en önemlisi kaabiliyeti. İlgi alanı dahil her türlü meseleyi ince eleyip sık dokumak lazım.
Okulda çok iyi öğretmenlere de denk geldim, çok kötü olanlara da. Dayak da yedik yani. Medresede de hakeza iyi hoca da gördük, kötü hoca da. Hiçbiri beni durdurmadı çünkü ben ne olacağımı ve ne için emek verdiğimi biliyordum.
Hedef olunca önüne çıkan HİÇBİR engel çocuğunuzu durdurmaz, merak etmeyin.
Gerçi otizm meselesine aşina değilim, yanlış yönlendirme yapmak istemem. Bunlar sadece naçizane fikrimdir.
Rabbim size kolaylıklar ve mutluluklar ihsan etsin.