Senin olduğun yeri daha az önce aştım ben. Birkaç gün oldu.
Seni o kadar iyi tanıyorum ki anlatamam…
Evet her yer elinin altında, çıksan çıkarsın. Gezsen gezersin. Yürüsen illa ki bir yere varacaksın. Ama o sıkıntı da seninle geliyorsa bu yürüyüş külfetten başka bir şey olmuyor.
Ben etrafımda gördüğüm tüm insanlardan daha olumlu, gamsız bir pollyannayımdır. Ki ben haftada en az 50 60 yeni kişiyle tanışan biriyim.
Bu öyle bir mesele ki aslında insanın başına gelmeden anlaması çok da mümkün değil.
Depresyon çeşit çeşittir. Bu psikolojik bir hastalık. Bir durum bünyeye aşırı yükleme yapıyorsa mutlaka bir sonucu oluyor.
Benim ömrüm dinlenme nedir bilmeden geçti mesela, ben durmak nedir bilmem.
9 yaşımda medreseye girdim, daha adet bile olmadan yapılması gereken tüm temel ilimleri öğrendim. Aldığım ilimlere bakınca 14 yaşında hoca çıkmam gerek normalde ama yaşım gereği reddetttim. 10 sene boyunca devamlı rahle başındaydım. Sadece haftasonları evdeydim. Mükemmel bir deneyimdi.
10. Senem tekamül senesiydi, ablamla 11 aylık İstanbul’a gurbete gittik. Hoca çıktığımda 18i yeni bitirmiştim. Antalya’dan İstanbul’a hicret ettik ailecek.
Pandemiye kadar 60 ile 150 arası kadar çocuk-genç-yaşlı okuttum. Aynı zamanda sohbetlere de gidiyordum.
Pandemide eve tıkıldık ama yine durmadım. Evde kendi dersimi yaptım, ailemle sohbetler yaptık, çok az dinlendim.
Pandemi bitince babam öldü, o buhrandayken erkek kardeşim 6 aylığına doğuya askere gitti, o gelmeden ben nişanlandım.
Zaten 3 ay sonra da düğünüm oldu evlendim, yurtdışına gelin gittim.
Evlenir evlenmez hamile kaldım, oğlumu hipertansiyon ve preeklampsi sebebiyle erken doğurdum. Gebeyken neredeyse uçağım düşüyordu, doğumda da ölüm tehlikesi geçirdim.
Oğlum daha 2,5 aylıktı ben kıza hamile kaldım. Tüm gebelikte bir oğlan çocuğuna tek başıma baktım. Düşük tansiyonla.
Kızım doğdu, eşim dizinden ameliyat oldu 2 ay yattı ve ben onunla birlikte iki çocuğa bakıyorum 7 aydır. Aynı zamanda ev temizleyip devamlı yemek yapmam gerek. Çamaşırı ütüsünü saymıyorum.
Bir insan daha yaşadıklarını sindiremeden ona aşırı yük binerse psikolojisi bir yerde teklemeye başlıyor.
Hayattan zevk almak neredeyse imkansız hale geliyor.
Kalkıp hazırlan, dışarı çık, gez toz eğlen ama döneceğin yer yine aynı döngü.
Değişen bir şey olmadıktan sonra kendini imar etmek için atılan her adım sahtekarlık gibi oluyor.
Allah dağına göre kar verir, ben buna çok inanıyorum. Asla ama asla da pişman değilim ve Allahın izniyle olacağımı da düşünmüyorum.
Bu hayat benim. Bunu fark etmeden uyanmam mümkün değildi.
Şimdi her şeyde önce kendimi düşünüyorum çünkü buna mecburum.