Bu soruya bir miktar söylemek yanlış yönlendirmek olur. Benim bebeğim maşallah etinden, balığına kadar, sebzeden meyvelere kadar her şeyden yiyor. Dolayısıyla ev için sürekli bir alışveriş döngüsü oluyor. Biz eşimle dışarıdan da çok yiyoruz ama çocuk olduğu için mutlaka evde yemek de çok pişiyor. Önce buna bu şekilde cevap vermiş olayım.
Birikim konusunun iki ayağı var bence. Biri eve gelen gelir düzeyi ile ilgili, ikincisi birikim yapacak zihniyete (karı koca olarak) sahip olmak ile ilgili. Ben herkesin kendi çapında birikim yapabileceğine inananlardanım. Birikimi şu şekilde yapıyorum ben. Örneğin; kendime birkaç kıyafet almam için bir para ayırmıştık. Ayırdığımız para ile dün alışveriş yaptım ancak alışveriş yapmadan önce onun içinden az miktar alıp kenara koydum, geri kalanı ile aldım. Kendi ihtiyaçlarımdan zaruri olanları kısmamak ile birlikte, keyfi olan şeylerin bütçesini biraz azaltıyorum. O şekilde birikim yapıyorum. Eşimle eskiden düzenli birikim yapardık. Onu da maaş yattıktan sonra direkt birkaç çeyrek altın alarak geri kalanı harcardık. Şuan ev aldığımız için eşimle bu şekilde birikim yapamıyoruz. Küçük çaplı birikimlere de eşim pek yanaşmıyor. Kendi çapımda biriktiriyorum :)
Bizden daha üst gelir düzeyine sahip olup, dışarıda yemek bile yemeden birikim yapanları da tanıyorum, bizden çok daha düşük gelir düzeyine sahip olup, çok fuzuli harcamalar yapanları da tanıyorum. Geçen asgari ücretten bir miktar fazla alan (tek maaş ) tanıdığım, oturma odasının değişmesi gerektiğini ama paranın yetmediğini dert yanıyordu. Oturma odası da gayet güzel halbuki. Yani kimi insan da aşırı fuzuli seyleri ihtiyaç görüyor. Zihniyetin de önemli olduğunu düşünüyorum o yüzden. Denge kurmak lazım. Herkesin yerine göre harcayıp, yerine göre de kenara koyması gerektiğini düşünüyorum. Özellikle erkekler biraz daha savurgan oluyor para konusunda. Eşi bu şekilde olan varsa da kendisinin bireysel birikim yapmasını öneriyorum. Dünyanın bin türlü hali var.