Bak şimdi evvela sakin olacaksın. Mahlukatın içinde Allah izin vermeden sana zarar verecek bir zerre parçası bile yok.
Müslümanın başına gelen her şey imtihandır, imtihandan geçip geçmediğine karar verecek yegane unsur da o bela imtihanında gösterdiğin sabırdır. Dirayetli insan imtihanı geçer.
Sen korkuyla imtihan ediliyorsun, oldu bir kere başına geldi. Ee? Şimdi ne yapacaksın?
İmtihanı geçmek istiyorsan evvela sabredeceksin. Verdiğin tepkiler imtihanın kısa mı yoksa uzun mu geçeceğine kadar karar verebilir. Aman dikkat.
Korkmak normal bir şey, özellikle lohusalıkta da aynı adet zamanı gibi insan ayet okuyamadığı için korumada olmaz. Bunun için hadislerde adet olan kadının okuması gereken dualar var.
Ancak iş işten geçti, çoktan korkutuldun. Allah sana bu imtihanı uygun gördü. Önce bir aklet, eğer sen kaldıramayacak olsaydın Allah verir miydi? Ayette kimseye kaldırabileceğinden fazla yük yüklemeyiz diye geçer.
Demek ki sen aslında bu imtihanı geçmeye kadirsin.
Peki kudretinin bulunduğu bir meselede neden acizmiş gibi hissediyorsun? Su içebilme kabiliyetin varken içemezmiş gibi davranıp susuzlukla baş etmek mantıklı bir iş mi?
Yani Allahü teala kimseye kaldıramayacağı yükü yüklemeyecekse, sana bir imtihan verdiyse ve imtihanın konusu da ölüm gibi ağır bir şey de değilse, o halde imtihanı geçmeni engelleyen engelin nedir?
Sensin.
Rabbim iyi olacak hastanın ayağına doktor gönderirmiş, bak manevi muayeneni de olmuş, ilacını da içmişsin. O zaman duracaksın, abdesstini alacak ve namazlarına sarılıp devamlı kuran okuyacaksın.
“Genç adam! Allah’ı gözet ki, O da seni gözetsin. Allah’ı gözet ki, O’nu karşında bulasın. Bir şey isteyeceksen Allah’tan iste. Yardım dileyeceksen Allah’tan dile. Şunu bil ki bütün bir ümmet sana bir fayda sağlamak üzere toplansa, Allah’ın senin için takdir ettiğinden başka bir fayda sağlayamaz. Sana zarar vermek için toplansalar da, Allah’ın senin hakkında yazdığından başka bir zarar veremezler.”
(Tirmizî, Sıfatü’l-Kıyâme, 59; Hadis no: 2516)