Leyla’m. Çok severim bu ismi. Beni bir ablan say kurban olduğum. 28 yaşındayım ben. Bir oğlum bir kızım var. Az kalsın kızımın adı Leyla olacaktı.
Annesinin kuzusu. Minik gül goncam. Seni kardeşim belledim de o yüzden dert ettim, vallahi sabahtan beri ne desem de gözü gönlü açılsa diyorum.
Adama aşıksın, bu bariz. Ben de kocama aşığım elhamdülillah. Kendisi baba tarafından Ağrı, anne tarafından Van’lı. Aynı senin dediğin gibi kocam tek başına tam benim kalemim. Allah diyorum onu benim için yaratmış.
Ancak iş ailesine gelince orada bir sabır imtihanı var. Annesi ve babasını tanıdığımı düşünüyorum, 2 senelik evliyim. Eşim her ne kadar şahsen muhteşem olsa da aile unsuru dahil olunca gıcık bir tip olabiliyor. Çünkü armut dibine düşer.
Eşimle aramda 3 ay var, ben büyüğüm. Kendisi çok olgun olmasına rağmen ben sanki 10 yaş daha büyük gibi her olaya güzel yaklaşıyorum ama eşim aile evine gidince onların karakterine bürünüyor.
Bu saatten sonra nasıl değiştireceksin? Zaten değiştirme yanlısı da değilim ama olayı anla diye söylüyorum. Biz eşimle görücü usulü tanışıp köpekler gibi aşık olarak evlendik. Tanıştıktan 41 gün sonra nikahımız kıyıldı bizim.
Benim annemi de zorla evlendirecekleri gün annem de babamı kaçırmış mesela. Yani ben hep aşkın tarafındayım.
Ama işte, insan evlendikten sonra bambaşka bir tecrübeye sahip oluyor.
Dene bak, test et adamı. Olmaz de gelemem. Sen kraliçe gibi davranacaksın ki kendine erkeğin de öyle davransın ve “davrandırsın.”
Olmaz gelmiyorum de. Çok istiyorsan al aileni tanışmaya gelin de. Sen o adamı istediğin için gidecektin değil mi Van’a? Heh, işte sana fırsat. Seni istiyorsa aynı senin gibi o da alır ailesini gelir.
Edebini ölç. İlk kavgada senin yüzüne bir şeyleri vuracak mı ona bak.
Bak ben Antalyalıyım. Güney batı yani, doğunun tam aksi. Asla geleneksel bir ailem olmadı, biz çok farklıyızdır. Ama ben gelin gittiğim yerde kendi borumu öttürmek zorunda bırakıldım.
Benim annemin evine gitmem bile namussuzluk gibi ima edilince patladım. NE ALAKA DEĞİL Mİ? Heh işte anlayış bu.
Evlerine gelen kıza, bize ait gözüyle bakılıyor çoğu yerde. Bana sormadan kendi evlerinde oda açtılar mesela. Eşimi askere uğurlarken oradan anneme bırakacaktı beni, eşim ya eşim. Aramış biz gidene kadar sen nasıl kız yetiştirdin diye benim anneme bağırmışlardı. Gecenin üçü demeden, uykudan uyandırdık demeden.
Böyle bir şey olursa şayet seninkileri de aramaz direkt eşine konuşurlar. Doldururlar.
Hayal et, bir kızın var. 9 ay karnında taşıdın, besledin, uykusuz kaldın, hasta oldu kahroldun, büyüttün okula gönderdin, evde saçlarını taradın ördün, birlikte kahve içtiniz, en iyi arkadaşın oldu. Gözünden sakınıyorsun.
Sonra biri gelip onu senden manen söküyor. Yürekğin kalmaz, mangal gibi yanarsın. Bir de biliyorsan şayet onu rezil edecekler, Allah korusun hasta olur yataklara düşersin.
Bu hayattaki en hakiki aşk Allah aşkı, sonra anne aşkıdır bitanem. Kimse seni annen kadar sevmez. Kimse sana annen kadar değer vermez.
Sen doğum yaparsın, millet doğana koşarken annem kızım diye sana gelir.
Ana gibi yar olmaz demişler ne de güzel söylemişler.
Kurbanın olayım gitme, hatta gerekirse annene benimle evde kal beni zapt et ama gönderme de.
Hakiki aşk, öyle ya da böyle olur. Gerçekleşir ve kavuşursunuz. Eğer sen onun kemiğinden yaratıldıysan 2 cihan birleşse sizi ayıramaz. O zaman madem kavuşmak garanti, o halde adam akıllı değerini koruyarak kavuş.
Eğer onun kemiğinden yaratılmadıysan 2 cihan yırtsa kendini sizi kimse birleştiremez. O zaman değerinden de bir şey kaybetmemiş olursun.
Senden bir tane daha yok. Kendine bunu yapma.
Anne babana hele hiç yapma. Bazen nasihat dinlemek gerekiyor aşk kuşum.