Beni üzecek bir mevzu olduğunda çat çat sen beni üzdün he haberin olsun diyorum yüzüne. Sonra da tam olarak kaldığı yerden canım yansa bile devam ediyorum.
Çünkü bu benim erimle aramdaki dinamiğe daha çok uyuyor zira fiziki olarak üzüldüğümü belli eden hareketlerim olsa da bir şey yokmuş gibi davranmak vicdana atılan bir kurşundur. O da süründükçe sürünüyor.
En son gönlümü alma çabasına girince sana kızmadım ki bitanem sadece üzüldüm diyerek içten şekilde gülümsüyorum. Bir kurşun daha.
O kahru perişan olurken hem içten içe beni üzdüğü için intikam alıyorum hem de telafi etmesi için geç kalmışlık hissiyle baş başa kalmasını sağlayarak bir dahaki sefere gönlümü daha erken almasını öğretiyorum. Tabi bunlar benim içten pazarlıklarım.
Onun içeride küçük kocamlar telaş ve panikle koşturup kaos çıkartıyorlar. Çünkü ben küsmem de, kızmam da, trip de atmam hatta beni çok üzdüğünü söyledikten sonra normal hayatıma geri dönerim ki mutluluğumun kaynağı afaki bir şey olmadığı için kendi başıma kendimi tamir edebildiğimi görsün de üzülsün. Çünkü erkekler ihtiyaç duyulmadıklarında çok kötü hissediyorlar.
Ama gönlümü alınca içimden yavru kedi çıkıyor, tüm üzüntümü kız çocuğu edasıyla anlatıyorum ki bir kat daha perişan olsun daha da üzmesin beni.
Yatırım tavsiyesi değildir.