Geçmişi düşünüyorum mesela yıllar önce bana bu hayatı bir ekrandan izletseler yine toy, heyecanlı, umutlu halimle evlenirmiydim seninle... Belki de yapardım o ***** halimle çünkü sevginin her şeyin üstesinden geleceğine inanırdım yine. Gelmiyormuş ama.
Hissettiğin sevgide zamanla ölüyormuş. Başlarda görmezden geliyormussun bilerek soylememiştir diyorsun kızgındı ondan söyledi diyorsun ama zamanla anlıyorsun ki seven sevdiğine kızgınken bile kötü konuşamaz çünkü ben konuşamazdım.
Sonra hayalkırıklığı yaşıyorsun. Böyle ummamıştım diyorsun kalp kırıklığını saklıyorsun duymamış gibi davranıyorsun sanıyorsun ki o saf halinle böyle yaparsam daha fazla kalbin kırılmaz. Kırılır. Hemde kat kat daha fazla.
Sonra hatayı kendinde arıyorsun. Kilo aldın sen o seni böyle görmedi. Zaten çok da yiyorsun. Ev işlerinide aksatıyorsun, çocuk doğurdum diye iyice saldın kendini adam ne yapsın diyorsun. Sonra anlıyorsun çocuk doğurmak için ne hale geldiğini her şeye tek başına çabaladığın için yetemediğini. Destek olmasını beklediğin insanın seni sürekli aşağıya çektiğini.
Sonra hissisleşiyorsun. Hayatında öyle biri olmadığını var sayıyorsun. Eve gelmesi için saat saydığın insanın gelmemesş için dua ediyorsun.
Sen söyle sevgilim. Sence de bir hatanın bedeli neden bu kadar ağır. İçimizdeki masum çocukları neden öldürdük. Neden yaptık bunu birbirimize. Hatırlasana 6 yıl öncesini yine böyle bir subat ayında bir kafede senin en sevdiğin tatlıyı yiyip yanında benim en sevdiğim kahveyi içiyorduk. Sen bana "bu kadar acı kahveyi nasıl içtiğimi "sormuştun. Bende" yanımda sen olunca acı gelmiyor" demiştim.
Sonra birbirimize sarılıp düğün planları yapmıştık. Evlilik miydi bize bunu yapan.
Hatırlasana sen bana hep çiçeğim derdin . Evet ben bir çicektim ama senin toprağında açamadım. Ben narin güneşi seven hassas bir çicektim ama senşn toprağın sert soğuk ve verimsiz bir topraktı. Aslında ben çok güEl çicek açardım rengarenk yapraklarım olurdu ama doğru toprağa ekilmedim.
Söylesene sevgilim nasıl çıkacağı bu çıkmazdan.