Öncelikle yargılamayalım, kınama duası okuyalım hatta başımıza gelmesin.
Ben bunun bir hastalık olduğunu düşünüyorum. Hem kalbi hem akli bir hastalık. Benim de bir tanıdığım böyleydi, birlikte zaman geçirince emin oldum bende aynı sizin gibi.
Abdestim var der kuranı tutardı, namaz vakti herkese geç kılıyorsunuz diye kızar kendi abdest almadan hemen dururdu. Bence bu azar yemekten korkan ve dini yaşamaya zorlanan insanlarda görülen bir olay. Tesbitim bu yönde yani.
Bu kişi akrabam, ailem veya eşim çocuğum olmadığı için tebliğ etmek daha kolaydı ama bence yüzüne karşı konuşmak asla olumlu sonuç vermiyor. En azından kalıcı değil.
Yüzüne karşı söylediğinizde ayıbını ayıp olarak gördüğü için değil, fark edildiği için mahcup oluyorlar. Sözler verip tevbe ettiklerini söylüyorlar ama sizin olduğunuz yerde dikkat edip başka hiçbir yerde dikkat etmiyorlar. Çünkü Allahtan değil, kuldan korkuyorlar. Ayıplanmak, azarlanmak en büyük korkuları ancak Allah tarafından değil, insan tarafından. Kim ne der algısı var bunlarda.
Size düşen eşinizin ahlakı peygamber ahlakına dönsün diye her gün 1 defa cuma süresi okumak. Kesin sonuç verir, gözünüz arkada kalmasın. İşinizi Allah’a emanet ederseniz pişman olmazsınız.
Kalpler Allahın elindedir ve hidayeti ancak o verir. Sizin sözleriniz onu sadece tedirgin edecektir çünkü gösterisi ortaya çıktı. Tüm sır bozuldu hatta belki sizden (Rabbim muhafaza) Allahtan korktuğundan daha çok korkabilir, çekinebilir yani. Buna mahal vermeye lüzum yok bence.
Abdest nasıl alınıyor diye sorup onu size öğretmesi hususunda teşvik edebilirsiniz. Madem bilgili birisi, bırakın çalım atsın size. Riya ihlasın kapısıdır demiş büyükler, riya belki de onu doğruyu yapmaya sevk edecek. Rabbim kolaylıklar ihsan etsin.